Atalık Evler
Bir konaklamadan fazlası. Yaşayan bir yer, hissedilen bir felsefe, parçası olunan bir hareket

DATÇA
KÖYCEĞİZ
MUĞLA
Tümünü Gör
Zamana değil, yaşanmışlığa konuk olun.
Heritage Homes – Atalık Evler’de bir kapıyı açtığınızda, yalnızca bir eve değil; bir döneme, bir hikâyeye ve bir yaşam biçimine adım atarsınız. Her bir taş duvar, geçmişten bugüne bir köprü kurar; her pencere, başka bir çağın ışığını içeri davet eder.
Yaşamı besleyen eski konakların belleğine dokunma, bir kültürü yaşama, ve her şeyin yavaşladığı bir hayatı yeniden hatırlama davetidir.
Datça’dan Muğla’ya, Bitez’den Köyceğiz’e uzanan bu özgün evler zinciri; restore edilmeden önce düşünülmüş, modernize edilmeden önce dinlenmiş, olduğu gibi korunarak yeniden hayat bulmuştur. Burada her detay, bir anının izini taşır; her oda, zamana saygı duruşudur.
Mehmet Ali Ağa Konağı’nın asaletinde, 200 yıllık sivil mimarinin zarafetiyle karşılanırsınız. Madranevi’nin taş sokaklarındaki sessizlik, yavaşlamayı ve içe dönmeyi hatırlatır. Alamango’nun kemerleri, ustalığın inceliklerini fısıldar. Gülhiz ve Badem Evleri, begonvil kokulu sabahlarda doğayla baş başa kalmayı sunar. Saburhane Evi’nde ise eski Muğla’nın ruhu hala duvarlarda yankılanır. Bitez Taş Evleri, Bodrum’un doğasında kendi ritminizi bulmanız için vardır. Menekşe Evi’nde ise sade bir huzurla toprağa karışırsınız.
Her ev farklıdır ama aynı özü taşır:
Sadeliğin içindeki zarafet, geçmişin içindeki yaşam, bugünün içinde kökenlere bağ kurmak.
Her bir yapı; yeniden kurgulanmadı, lüksle süslenmedi. Ruhuna dokunulmadan korundu, sevgiyle onarıldı. Her detay; geçmişe saygıyla, bugüne zarafetle işlendi. Tüm evler, “sadece oda” konseptiyle hizmet verirken, temizlik ve erişim gibi detaylar, sadelikle, güvenle ve özenle planlandı.
Odalarda minibar yoktur, ama hikâyeler boldur.
Otelcilik hizmetleri yerine, konukseverliğin ruhu vardır.
Ve her sabah, bir başka dönemin sabahıdır.
Yaşamı besleyen eski konakların belleğine dokunma, bir kültürü yaşama, ve her şeyin yavaşladığı bir hayatı yeniden hatırlama davetidir.
Datça’dan Muğla’ya, Bitez’den Köyceğiz’e uzanan bu özgün evler zinciri; restore edilmeden önce düşünülmüş, modernize edilmeden önce dinlenmiş, olduğu gibi korunarak yeniden hayat bulmuştur. Burada her detay, bir anının izini taşır; her oda, zamana saygı duruşudur.
Mehmet Ali Ağa Konağı’nın asaletinde, 200 yıllık sivil mimarinin zarafetiyle karşılanırsınız. Madranevi’nin taş sokaklarındaki sessizlik, yavaşlamayı ve içe dönmeyi hatırlatır. Alamango’nun kemerleri, ustalığın inceliklerini fısıldar. Gülhiz ve Badem Evleri, begonvil kokulu sabahlarda doğayla baş başa kalmayı sunar. Saburhane Evi’nde ise eski Muğla’nın ruhu hala duvarlarda yankılanır. Bitez Taş Evleri, Bodrum’un doğasında kendi ritminizi bulmanız için vardır. Menekşe Evi’nde ise sade bir huzurla toprağa karışırsınız.
Her ev farklıdır ama aynı özü taşır:
Sadeliğin içindeki zarafet, geçmişin içindeki yaşam, bugünün içinde kökenlere bağ kurmak.
Her bir yapı; yeniden kurgulanmadı, lüksle süslenmedi. Ruhuna dokunulmadan korundu, sevgiyle onarıldı. Her detay; geçmişe saygıyla, bugüne zarafetle işlendi. Tüm evler, “sadece oda” konseptiyle hizmet verirken, temizlik ve erişim gibi detaylar, sadelikle, güvenle ve özenle planlandı.
Odalarda minibar yoktur, ama hikâyeler boldur.
Otelcilik hizmetleri yerine, konukseverliğin ruhu vardır.
Ve her sabah, bir başka dönemin sabahıdır.